Hastanelerin ayakta kalabilmeleri ve başarılı hizmet vermesi, hasta ve yakınlarının memnuniyeti, hastane çalışanlarının; başta hekim ve hemşireler olmak üzere tüm çalışanların memnuniyeti ve ardından hastane yöneticilerinin memnuniyeti, hastanelerin bilimle yönetilmelerine bağlıdır.
Ülkemizde hastane yöneticilerinin tamamına yakınının hekimlerden oluştuğunu biliyoruz. Hatta hastalarımızın pek çoğu tedavi oldukları hekiminin aynı zamanda hastanenin başhekimi olduğunu, yani çok daha iyi bir hekim olduğunu gururla söylerler. Haklıdırlar da. Çünkü o hekim aynı zamanda başhekim olmuştur, demek ki çok iyi hekimdir zihniyetiyle.
Sevgili okuyucularım, hastaneyi yönetmek farklı bir görevdir ve tamamen farklı bir bilim öğretisi ve uygulaması ister. Keşke sadece hekimlik ile baş edilmiş olsaydı da ülkemizdeki tüm hastane yönetimleri fevkalade olsaydı; hasta ve yakınlarının, hastanede çalışanların başta hekim ve hemşireler olmak üzere tüm çalışanların memnuniyeti ve ardından hastane yöneticilerinin memnuniyeti sağlansaydı.
Ama maalesef sağlık hizmeti verenler de mutsuz, sağlık hizmetini alanlar da...
Gelelim nedenlerine:
Sağlıkla ilgili yasalar günümüzün sağlık hizmetleri çerçevesinde yetersiz kalıyor.
Hastane yöneticilerimizin sağlık kurumları işletmeciliği konusunda bilgi ve deneyimleri yetersiz. Hastaneler özellikli kurumlar olup bu kurumların işletmesinin ayrı bir bilimi vardır, tıp biliminin yerine geçemez.
Günümüzün hastane yapıları çok değişti. Hastane yapısı içerisinde sağlık dışı pek çok meslek tür ve görevleri bulunmaktadır. Bunların sağlıkla ilgili meslek ve görevleriyle birlikte entegrasyonu ve yönetimi için bilimsel metotlar vardır. Bu doğrultuda hastane yönetimlerimiz zayıf.
Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetinde Kalite Standartları doğrultusunda hastane içi süreçleri işletmekte orta düzeydeyiz, çok daha iyi düzeye gelemedik.
Hastane içi süreçlerde verimlilik düşük. Yani gereksizlikler (gereksiz iş ve işlemler, gereksiz taşıma, hareketler, uzun beklemeler, önlenebilir tıbbi hatalar, aşırı stoklar gibi israflar) had safhada, almış başını gitmiş. Bu gereksizliklere ve israflara çare olan Yalın Sağlık uygulamaları bilinmiyor ve uygulanmıyor. Bu da başta hasta ve yakınları ile hastane yöneticilerinin memnuniyetsizliği demek.
Hasta ve yakınlarının haklarının gerçek anlamda irdelenip, düzenlenip bu hakları gözetmek ve uygulamak gerekir.
Hasta hakları sorumlusu hastanelerde işlevini maalesef yerine getiremiyor, bu görev için sosyal hizmetler uzmanı bulundurmak için geç bile kalındı.
İşte tüm bunları bilen, uygulayan ve takip eden hastane yöneticilerimize ve bu kişilerin görevlendirilmelerine ihtiyacımız var.
Ülkemizde hastane yönetimlerinin sahipleri, yönetim şekilleri bilim ışığında gözden geçirilmeli ve gerçekleştirilmelidir.
Çok başarılı hekimlerimiz var ve dünya çapında örnek uygulamalara imza atılıyor. Şahane ve göz alıcı hastanelerimiz var. Bunlara hiç itirazım yok. Gurur veriyor. Ama hastane yönetimi bilimsel olmadığı müddetçe bu başarılı hekimlerimizin başarılı uygulamaları ve şaşalı hastane yapılarımız gölgede kalıyor ve kalacak.
Çünkü hastane yönetimi ayrı bir bilim ve disiplindir. İçinde kalite ve yalın düşünceyi barındırır.